Çiğdem Yılmaz – Gülden Çoktan / Beşiktaş Gayrettepe’de, 29 kişinin hayatını kaybettiği yangından geriye hayatını kaybedenlerin acı hikâyeleri ile ihmallere ilişkin soru işaretleri kaldı. Kaçak tadilat esnasında oksijen tüpünün patlamasıyla başlayan yangından sonra Masquerade Club içinden yansıyan görüntülere göre, mekânın içine gelişi güzel bir şekilde konan ahşap ve metal malzemeler ile tüpler geçişi kapatarak faciaya davet çıkarmış. 

Oksijen tüpünün kaynak sırasında patlamasıyla köpükten yapılmış ses yalıtım malzemeleri tutuştu, ortamı tamamen alev ve dumanlar sardı. Mekânın ana giriş ve malzeme girişi olmak üzere 2 girişi bulunuyor. Yangın sahnenin olduğu kısımda başlayarak, malzemelerin içeri alındığı girişe doğru hızla yayıldı. Bu girişten kaçamayan işçilerin 2 kat yukarıdaki ana giriş kapısına ulaşıp ulaşamadıkları bilinmiyor. Tadilat işleminin kaçak olması nedeniyle ana giriş kapısının kilitli ve kapalı tutulduğu, bu nedenle işçilerin dışarı çıkamadığı iddia ediliyor.  

Yangın Risk Uzmanı Cemal Kozacı, yangın sonrası mekânın fotoğraflarını inceleyerek Milliyet’e ihmalleri anlattı: “Tadilatta kaynak ve kesme yapıldığı görülüyor. Çok fazla ateşli çalışma söz konusu. Kaynak çapağı izolasyon maddesini tutuşturabilir. Olması gereken 4 yangın kapısı yok. Elektrik kablolarının zehir çıkarmayacak cinsten olması gerekiyor. Otomatik su yangın söndürme sistemi ve dumanı da tahliye edecek havalandırma olması gerekiyordu, bunlar da yok. Bu kadar kişinin ölmesi zehirli gazlardan kaynaklı, yanarak değil. Alevden kaçılır ama zehirli gazdan kaçılmaz. En önemlisi yangın kaçışlarının olmaması.” 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm öğretim üyesi Dr. Nuri Bingöl de mekânın ruhsatının 2018’de yenilendiğinin ancak itfaiye raporunun 2016’da alındığı bilgisini paylaşarak “İtfaiye raporu 2016’dan beri sabit duruyor. O zamandan bugüne kadar kimse ne denetlemiş ne bakmış. Diskotek veya gece kulübü tarzı bir yerde mutlaka 2. ve 3. yangın kapılarının yangın çıkışların olması gerekir” dedi.  

Gece kulübünün bulunduğu binanın yöneticisi Şule Şakat da mekânla ilgili daha önce şikayette bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını belirterek, “Binanın yapılışında o alan sinema salonu olarak gözüküyor. Üst pasajın olduğu yer fuaye, giriş kapısı olan yer çıkış, alttaki yer de tahliye yeri olarak yapılmış, ruhsatı öyle alınmış. Şikâyette bulunduk. Aynı yerden girip çıkıyoruz. İftar için davet edilmişler, ‘Herkes gelsin ortalığı toparlar iftar yaparız’ demişler. 15 gün önce belediyeye başvurup karot almalarını istedik, mal sahibi izin vermediği için yapamadık” dedi. 

Mevzuata göre alkollü içki verilen restoran ile eğlence merkezi (gece kulübü, taverna, pavyon) ruhsatları farklı izinler içeriyor. Alkollü içki verilen restauranlarda yemek servisi verilirken, canlı müzik ve sahne gösterileri yapılamıyor. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’e göre, kişilerin tek tek veya toplu olarak eğlenmesi, dinlenmesi veya konaklaması için açılan otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri; gazino, pavyon, meyhane, bar, birahane, içkili lokanta, taverna ve benzeri içkili yerler; sinema, kahvehane ve kıraathaneler; kumar ve kazanç kastı olmamak şartıyla adı ne olursa olsun bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun alet ve makinelerinin, video ve televizyon oyunlarının içerisinde bulunduğu elektronik oyun yerleri; internet kafeler, lunaparklar, sirkler ve benzeri yerler umuma açık istirahat ve eğlence yeri sayılıyor. – Haber Merkezi

Ferit Zengin – Gece kulübünün 29 yıl boyunca içkili restoran ruhsatı ile çalıştığı, son 9 yıldır da itfaiye raporu olmayan ruhsatla işletildiği öğrenildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2 savcı ve 2 mülkiye müfettişinin yürüttüğü soruşturmada mekânın 1987’de içkili restoran olarak açıldığı, 29 yıl boyunca bu ruhsatla gece kulübü hizmeti verdiği ortaya çıktı. 2016’da unvan değiştiren kulübe 2018’de gece kulübü ruhsatı alındı. Ancak ruhsatın da itfaiye raporu olmadan çıkarıldığı belirlendi. Bulunduğu yapı itibariyle gece kulübüne uygun olmadığı için itfaiye raporu çıkarılamadığı öğrenilen mekânda etrafı rahatsız eden ses izolasyonu sorunu da olduğu öğrenildi. İşletmenin ortaklarından Fatma D.’nin de alınmasıyla gözaltı sayısı 9’a çıktı.

Yangın faciasında hayatını kaybeden 3 çocuk babası Emrah Demiroğlu (40) için Tuzla Ortamahalle Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.  Amca Remzi Demiroğlu “50 metrekarelik yerde 30-35 eleman çalıştırılırsa sonuç bu olur. Bayrama yetiştirilmek üzere sıkıştırılırsa bu olur” diye konuştu. 

Yangında ölenlerden biri de 10 yıldır gece kulübünde çalışan Şivan Dolu’ydu (44). Sarıyer’de düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlanan Dolu’nun Sarıyer İmam Hüseyin Cemevi’nde düzenlenen cenaze törenine İstanbul Valisi Davut Gül, ailesi, yakınları ve sevenleri katıldı. Gözyaşlarını tutamayan abla Züleyha Dolu’yu yakınları sarılarak teselli etmeye çalıştı. Şivan Dolu’nun cenazesi Kilyos Mezarlığı’na defnedildi. Gökhan Yıldırım da Sultanbeyli’de düzenlenen töreninin ardından toprağa verildi.

29 kişiden Batmanlı Barış Güngör ve Şırnaklı Ahmet Uzun’un cenazesi otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi. Batman’a getirilen Barış Güngör’ün cenazesi asri mezarlıkta toprağa verildi. Mezarı başında sevenleri ağıt yakarken, ağabeyi Emrah Güngör fenalık geçirdi.

Güngör’ün olay olmadan Batman’a temelli dönüş yapacağını söyleyen ve cenaze için İstanbul’da gelen kuzeni Adil Güngör, “Barış 3- 4 ay önce askerden geldi. Askerden sonra bizim yanımıza İstanbul’a geldi. Bizde kalıyordu ve 3- 4 ay orada çalıştı. Çalıştıktan sonra bir daha Batman’a döndü. Batman’dan tekrar İstanbul’a gelip, bir daha dönmemek üzere İstanbul’a eşyalarını almaya geldi. Barış bana ‘Ben artık burada ailemden daha fazla ayrı durmak istemiyorum, çünkü ailemi çok özlüyorum. 3 gün içerisinde geri döneceğim’ dedi. Aslında hemen dönmek istedi. Oradaki arkadaşları ‘birkaç gün çalış öyle dön’ diye söylemiş kendisine. O da 2- 3 gün daha orada kalmak istedi” diye konuştu.

DJ Gökay Tevlek’in cenazesini teslim alan babası Yüksel Tevlek “Oğlum gözetim yapıyordu çenesinde yara var, zehirlenme falan değil. Doktorun dediğine göre kötü durumdaydı” dedi.

Ahşap ustası Ramazan Alpan’ın cenazesi, Sarıyer’de evinin önünden helallik alındıktan sonra memleketi Kastamonu’ya gönderildi.  Alpan’ın kızı Sevim Alpan, “Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Olayın örtbas edilmesini istemiyorum” dedi.